4 Haziran 2016 Cumartesi

Yaprak ve Tohum Defteri Oluşturalım!


Tatilde bir saatlerini doğaya ayırmaları üzerine konuşmuştuk ve onlarda sınıfta getirerek topladıklarını bizimle paylaştılar.
Tatil dönüşü Elif Yıldız parkına yaptığı gezinin detaylarını anlattı.  
Elif: ben yıldız parkına gittim. Benim annemin işi vardı ben de Ceyda teyzemle gittim aslında beni Simay davet etmişti. O 5. Sınıf biliyor bunları. Daha sonra gittik. O sessizliği yapacaktık ama yaprakları toplayan bir makine vardı. Yapamadık sonra ben gittim adama dedim ki arkada kazların olduğu yerde yapabilir misiniz? O da tamam dedi. Sonra biz o sessizlik şeyini yaptık.
Gizem: Peki onları yönlendirdin mi? Nasıl ilerledi sessizlik oyunu?
Elif: ben onları bulutların üzerinde hayal ettirdim. Sonra elinizde bir pamuk şeker olduğunu hayal edin dedim. Sonra birden bulutlar parçalanıyor dedim. Sonra aşağı düşüyorlar ve bir şemsiye buluyorlar, hani şemsiyeyle daha yavaş düşersin ya ondan. Ve bir anda gözlerinizi açın dedim. Bir baktık etrafımızda tam 3 tane sincap vardı. 
Gizem: peki bu onlara nasıl hissettirdi?
Elif: yani ben yaptığıma göre evet.
Gizem: bir torba görüyorum. O nedir?
Elif: bunlar benim topladıklarım. Tohumlar. Bu meşe palamudu. Kirpiye benzettim bunu ondan aldım. 
Gizem: meşe palamudunu nerden aldın?
Elif: yerdeydi. Bir ağacın altında
Gizem: ağaçtan mı düşmüş tü? Ağacın nesiydi o?
Elif: meyve olabilir bi dakika diğerlerini de göstereyim onu bilmiyorum. Ama arkadaşım kırdı içinden fındık çıktı. Ben tohum bulamadığımdan o da bunu aldı.

Elif: Bu ağaç tohumu
Gizem: Hangi ağacın?
Elif: Bilmiyorum benim fotoğraf makinem yanımda değildi o sıra. bu bana ödev olsun mu araştırayım?
Diğer ağacı göstereyim mi? bunlardan bir sürü var.
Zeynep: bu eğer yeşil olsaydı üstünde desenler var ya karpuza benzerdi.
Elif: bu arada bizim orada sarmaşık var üstünde mavi mavi şeyler var onlar tohum olabilir. bakıcam
Derin: bunun dokusunu bizim kabuğu olmayan salyangoza benzeyen bişey bulmuştuk ona benzettim.



Elif: Şimdi hurma tohumu var burada 




Yankı: bende meşe palamudu getirdim. şapkası var. Bi de yapraklar var defterime yapıştırdım ama onları unuttum.
Derin: Yalancı portakal getirdim ben ve onun içine bakabiliriz. İçinde tohum olabilir.











( Yalancı portakalları inceledik ve içinde tohum olduğunu düşündükleri bir şey vardı. Onu ayırdılar ve bir peçetede topladılar. Dersin su daha önce tohumunu gördüğünü ve bunların tohum olmama ihtimalini söyledi ama yine de bunları ayırdılar. Bir gün sonra derin su yalancı portakalın tohumunu getirdi. Evde babasıyla ayırmış. Bizim bulduklarımızın ise çekirdek olduğunu internetten öğrenmiş. )
İdil: Gizem senin çiçeğin kopmuş
Gizem: :( :( 
Elif: Dur alalım
Gizem: O zaman bu çiçeğe biraz bakalım mı? kopmuşken hazır. Mesela bu hangi çiçek? 
Derin: Onun tohumu içinde
Gizem: bi gösterebilir misin?
( İdil, elif ve zeynep masadan çiçeği aldılar ve yapraklarını çekip fotoğrafraki kısmına baktılar.)

Gizem: Bu bitkinin neresi? Tohumu bu mu yani?
....
Gizem: O zaman İdil çiçek hazır sendeyken sen bunu akşam araştırmak ister misin?
( İdil pek heveslenmedi ama yine de tamam dedi :) )
( o akşam İdil evde bu çiçeği annesine sormuş ve onun karanfil olduğunu söylemiş annesi. Tohumunun ise fofoğraftaki kısmının kurutularak elde edildiği bilgisini bulmuş. )


Zeynep: Ben de tohum getirdim. Babamla bulmuştuk bunları yeni değiller. 

Zeynep: İlki cennet hurması. ( Tohumların elden ele dolaşması için uzattı)
Gizem: Cennet hurması nasıl bişeydi ben hatırlayamadım?
İdil: Hani geçen gün çatıda görmüştük ya
Gizem: Ben ondan iki tane toplamıştım ve öğretmenler odasında şimdi. Bakalım mı onu getirip
Yankı: bende koklayacağım



Umut: Bu bir portakal
Gizem : portakal mı o? Portakalın nasıl koktuğunu hatırlıyor musun?
Umut: Evet
Gizem: Bi koklayabilir misin?
( kokladı ve portakal olmadığını söyledi)
Gizem: Peki nasıl kokuyor?
Umut: kokmuyor


Derinsu: Gizem bak Yüzü bu da ağzı sanki 
Derin geçiğimiz derste çocukken bir defter hazırladığından bahsetti. Bizde o defteri rica etmiştik getirip paylaşması için. O da o defteri getirdi ve bize anlattı.





Yaprak çeşitleri üzerine konuştuk. yaprakları defterden koklayıp farklılıklarını konuştuk ama sohbet kokuların benzer olduğu üzerine devam etti. Defter oldukça ilgi çekici oldu. Bizde böyle bir defter yapalım fikri geldi ve Atatürk Arboretumuna gidip yapraklara bir de bu gözle bakma fikri geldi. Biz de kendimize bir defter edinip hem yaprak hem de tohumlarımızı bu şekilde kitaplaştırmaya karar verdik.





( Bu dokümantasyonda telefonum ile ilgili bir sorun olduğu için seskaydı alamadım bazı kısımlarda cümleler eksik o yüzden)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder