4 Haziran 2016 Cumartesi

Yankı


Geçtiğimiz hafta ses ile ilgili konuşmuştuk. Daha sonra Cuma günü sesin şiddetini ölçebilmek, şimdiki teknolojik aletleri kullanmadan bahçedeki sesi hapsedebilmek ve Dünya'da hiç ses olmasaydı kulakta olmazdı üzerine derinleştik. Ses olmasaydı o zaman kulak diye bir organda olmazdı fikri üzerine konuştuktan sonra balinaların vücudunda bulunan bacak kemiği kalıntıları üzerine konuştuk ve bir metin okuduk. Balinaların şimdilerde ayakları olmadığı halde MTA Doğa Tabiat Müzesinde bulunan balinada bu kalıntının net bir şekilde göründüğünün fotoğrafına baktık. Ayrıca deve kuşlarının uçmadıkları halde kanatlarının var oluşu üzerine sohbet ettik ve o kanatların hızlı koşuşları esnasında denge sağlamaya yaradığını öğrendik. 

Bu konuşmalarla ilgili hafta sonu araştırma kararı almıştık. Pazartesi günü en eski ses kaydedici cihazlar üzerine bir dergiden yazı okuduk ve sesi kaydetme, bahçemizdeki sesi hapsetme üzerine konuştuk;

FOTO


Atilla: Hani Yankı diye bir şey var ya! Mağaranın içinde bağırdığınızda yankılanma oluyo ve ses içinde kalıyo ya ama ses çıkamıyor ordan. Ses havaya yükselmiyo da mağarada en sona kadar gidiyor. Mağarada yayılacak bir yer yok ya ileri ileri gidiyor sonuna kadar sonra oraya çarpıp geliyor.  Bir süreliğine hapsetmiş olabilirim o zaman. Sesi duyarım çünkü bi daha. Bunun gibi

Elif: ama istediğin zaman tkrar açıp çalamazsın ki onu

Atilla: Kısa süreliğine hapsetmiş olursun işte

İdil: hani şöyle oluyor ya bir söylediğin bir kaç defa yankılanıyor yani bir sesi birden fazla dinlemiş oluoruz ama yüksek bir ses olması lazım. Küçük bir ses olmaz

Gizem: Neden küçücük bir ses?

İdil: Hani o küçük bir ses az bir alanda dağılabilir Büyük bir ses olsa şiddetli gelir ve oraya hızlıca çarpar. Ne kadar şiddetli bağırırsan o kadar duyulur

Güneş: Mesela benim odama duvar kağıdı kaplatırken odam bomboştu. Ben odama girip bağırıyordum sesim yankılanıyordu.

Gizem: Sen bunu boş olmasına mı bağlıyorsun?

Güneş: Evet, dolu olsaydı olmazdı eşyalar sesi engelliyor.

Derin: Ben nasıl kaydedebilirizi söylicem. Plakların üstünde bizim göremediğimiz kadar küçük girinti çıkıntılar var. iğne ona sürtünce ses çıkıyor. Bizde böyle bir şey yaparsan sesi ona kaydetmiş olabiliriz. İnternetten araştırırız hangi girinti hangi sesi çıkarıyor diye bulup bizde yapabiliriz belki.

İdil: Kör alfabesinden de yapabilriiz belki hani onlarda girintili çıkıntılı ya. Körlerin çıkıntılarında her harf bir anlamı var ya belki ondan olabilir.

Elif: O delikli şeyde illa yuvrlak mı olmak orunda ben onu anlamadım?

Derin: Yuvarlak çünkü orda dönerken küçülüyor o yüzden yuvarlak. Çizgi şeklinde.

Derinsu: ben o yankılanma için bir şey söylicem. hani Güneş sen dedin ya eşyalar emiyo diye ben her balkona çıktığımda bağırdığımda sesim yankılanıyor ama dışarıda bi sürü ev ağaç var. Dışarıda bile yankılanıyo

Güneş: Şimdi aslında şöyle bir şey senin balkonun burada ama evler aşağıda

derinsu: Yok bizim ev aşağıda

Güneş: Hmm şimdii boş mekan daha fazla

Elif: O zaman kapalı bir alan düşünelim. Bir odada çamaşır var diyelim ama yankılanıyo

Güneş: Düşünüyorum

Derinsu: ormana gittim ormanda çok yüksek ağaçlar var ama orada sesim yankılanıyor yine de

İdil: Peki pürüzlü alanda da yankılanır mı?

Güneş: Bağıralım mı?

İdil: Hayır hayır. Mağarada düz değil ama orada da yankılanıyor. İçi hem de boş değil bir sürü kayalıklar var ama yankılanıyor. o zaman o eşyalarda o sesi emmeli

Güneş: Tamam taşlar var ama daha az yanii

İdil: Burası mağaranın çevresiyse her yerinde taşlar var içinde üstünde yanında altıda da var

Elif: Mesela o mağarada daha ileride dev taşlar var baştaki gibi küçük değil ama orada da yankılanır

Güneş: Tamam o taşlar mağarayı küçültmüş ama o taşlar onun duvarı olabilir. hem mağaranı içinde sadece kaya mı var bir sürü şey var hem. Ben şu an ne diyorum? bi dakika bazı şeyler o sesin yankılanmasını engeller. Süngere su dökmüşsün gibi.

Güz: ben şimdi karar veremedim. Güneş boş alanda yankılanır diyo ama eliflerde doluda olailir diyo. o zaman orada baya çok şey var o zaman orada nasıl olur

Yankı: bence mağaranın içindekiler önemli değil uzun olmasıyla değişiyor. Mesela alan küçük ve boş o zaman odada yankılanmayabilir yani. kapalı ve uzun olması lazım. Değişir öyle

Elif: Mağaraya taşlar falan giriyor ya onda daha az yankılanır

İdil: bende elif gibi düşünüyorum orada çok fazla madde var. Karlı havalarda kar var o yüzden daha az alan oluyor ve daha az yankılanıyor o yüzden

Elif: bişey söyleyebilir miyim? Biz hep taştan falan bahsediyoduk ama şunu atladık ki sesi biz söyleyeceğimiz için biz de alan kaplayabiliriz. Ay ne kadar zekiyim.

Derinsu: Elif ve İdil'in dediği gibi tam düz değil ilk girişte bir sürü şey var orada bağırsan daha çok yayılır. Daha uzun alan diye

Derin: yankı bi ses çıkarıyorsun mesela bir koridor uzun olması gerek yankı için bi de sonu dolu olması gerekiyor.

Atilla: sonu kapalı ya sesi çıkartıyoruz gidiyor tekar geliyor gidiyor tekrar geliyor oraya hapsoluyo mesela.

Umut: Yankı senin adını konuşuyoruz bak

Elif: Yankı Elif'in yanına oturan bir dosttur

Güneş: Yankı sürekli uyuyan pofidik bir çocuktur

İdil: Yankı yankıdır ondan ir tane vardır o da sınıfımızdaa!







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder