Zeyneb: Bence dürbün olabilir. Ormanda kullanıyorlar ya
Güneş: Bence farklı bişey. Gözlük gibi. Kulağa takılan yerler var
Zeyneb: Acaba içinde ayna vardırda arkaya bakmayı sağlıyor olabilir mi?
Güneş: Zeyneb'in dediği gibi bu bir arkayı görme gözlüğü. Şu uçta en altın ucunda bir ayna var şöyle dikey. O baktığı zaman arkayı görebiliyor. Aynadan tam emin değilim nerede olduğunu.
Zeyneb: Dik olabilir
Güneş: eğer dik olsa geçişi kapatır ve görünmez.
Elif: Eğer Daha yukarıda olursa ve çapraz bir ayna da koyarsak daha iyi görünebilir
Güneş: hani zeyneb dikey dedi ya burada bir boşluk var ve ayna arkayı da gösteriri diye hani buradaki boşluk yansır o zaman aynaya ve arkadaki kişiyi yine göremezsin aslında.
Zeyneb:Ben yaparım bunu kutulardan. Hatta ben malzeme alıp denicem bunu.
Zeyneb: Buradaki Gözlükler varya remidada oların camlarını çıkartıp kutu koyunca bence olabilir
Derinsu: Daha demin benim analdığım kısmıyla surada ayna olabilir dediler ya benim düşündüğümde bu dört taneyi ayna diye sayıyorum bunları. Bunlaru yerleştirdi. ( Bir sağda bir solda yukarı çıkartarak koyacağını söyledi.
( Daha sonra ben siteyi gösterip kapatmak istedim. ama onlar incelemeye devam ettiler :) )
İkinci inceledikleri icat:
Derin: Ben o muzlu icada bakıcam.
Yankı: Nasıl biley ki?
Zeyneb: Belki meyveleri kesen makineler varya içine koyuyosundur onu püre yapıyordur. Püre yaptığı şeyi de tabağa koyuyordur.
Yankı: oraya muzları koyuyorsun ordanda alabiliyorsun yani ben öyle düşünüyorum
Gizem: O zaman normal tabaktan farkı ne ki?
Derin: Bence şöyle olabilir; muzlar dökülmesin diye bir cam kavanozun içindedir. En altındakini alamadığımız için o ucundan tutup çekebiliyosun. Daha fazla yer kaplamasın diye de bu kaplara koymuş olabilirler.
güneş: Onların muz olduğunu nerden biliyorsunuz?
Yankı: e muza benziyorlar
Zeyneb: Aynen
Güneş: emin misin? Bir atıştırmalık düşünüüünn
Güz: ciiippss
Yankı: aaa
Elif: bi de o cipslerde ne kadara kaldığını göremiyoruz ya ne kadar kaldığını anlayaalım diye cam kavanoza koymuşlardır.
Yankı: Şöyle bişey olabilir; içine tabakları koyuyorsun o ykıyor sonra yetişemediklerini o kancayı koyarak alabiliyorsundur belki.
Elif: bence biz bunu deneyip o paletlerden alırız bir kepçe alırız ve içine batırabiliriz ve alabiliriz.
Derin: E peki neden yazılarını okumuyoruz?
Güneş: Okunmuyor ki. Çok acaip yazmışlar
derinsu: ben okudum pringle yazıyor.
Elif: ben galiba anladım. Diyo ki sen cipsleri almak için diyo kalanını 0kuytamadım
Derin: Diyor cipslerin sonuna geldiğinde alamadığın için şeyi çekip alabilirsin en sonundakileri almak için diyo
Zeyneb: Biz sunu şöyle yapabiliriz
Gizem: ben başta o kepçe kendi kendine kalkıyor sanıyordum
Zeyneb: Cipa aldıkça kalkan bir alet olsa çok ilginç olurdu
Atilla: şöyle olabilir şimdi olunca azalınca gevşicek ve yavas yavas yukarı çıkacak. yani kendin çekmek zorunda kalmıcaksın.
---
Yankı: bakın koltuk robot
Derin: Bu bir koltuk, böyle ayaklarını kıvırıp taşıyorsun. Bir de her masanın yüksekliğine göre yukarı aşağı oynuyor. Masaya göre değiştirebiliyorsun yani
Zeyneb: bence bu tabure ama herhangi bir yerinde düğme vardır. Bunun böyle yanında ama altında düğmeye basınca bu ayağı hareket ediyorduk. Diğer tuşuna basıncada hepsi hareket ediyordur belki. Koltuk
Derinsu: Bence onu normal bir yastığa takmışlardır altına da bir robot bacağı yapmışlardır. Düğmeye basınca yürüyordur.
Elif: Miyazakinin bir filmi vardı orada robot gibi bişey vardı. Ona benziyor.
Güz: Yürüyen şato
Elif: Evet yürüyen şato. Ben ona benzettim.
Umut: Bu bir koltuk. Mega koltuk. Oturmaya ve yürümeye yarıyor. Rahatlatır. Rahatlayıp rahatlayıp yürüyeceksiniz tabi ki.
Güneş: Umutun dediği gibi olabilir yalnızç Oturuyorsun kumandaya basıyorsun ileri git yana git ilerlee. O yürüyünce senin yürümene gerek kalmıyor hiç.
Gidiyor ilerliyor
Atilla: Ama zaten böyle bir şey keşfedildi Güneş.
Güneş: Yoo öyle bir şey keşfedilmedi.
Atilla: Keşfedildi. hatta engelliler için.
Güneş: O tekerlekli ama
Yankı: Onun ayakları yok ki
Güneş: ve ayrıca atilla bunun arkası yok itmek için. Arkasına yaslansada düşer. O yüzden bu engelsizler için bence. Bunun bir de ayakta duranı icat edilebilir.
Elif: Bence şöyle olabilir hani araba gibi olduğunu düşündüm. Gaz doğayı kirletiyor ya bu da kirletmeyen araba olabilir. Böylece Dünyayı kirletmiyor.
Güneş: gaz kullanmadan alışan arabalar adada var biliyorsun di mi
Elif: Yok onun için demiyorum. Araba olarak değil.
Güneş: bu da yayalar için mi?
Elif: Of anlamadım ama olur
Güneş: Yaya yolu trafiği
Zeyneb: Yürüyen sinema. Böyle üstü açık yürüyen sinema. Üstü açık koltuklar. Mesela insanlar çok uzak bir yerden sadece sinema için geliyor. Mesela Afrika'daki insanlar için yapılmıştır. Orada sinema yok ya aletin içine biniyor. Bi yere giderken sinema çıkıyor. Bunlarda film çıkan koltuklar
Gizem: Yani bu koltuklar aslında büyük koltuklar öyle mi?
Umut: Mega büyük robot demek. Büyük oluyor ya. Dev canavarlara mega denilir Gizeem
Derin: Mega bir dilde büyük demek. Büyük şeylere denilebiliyor. Koltuk büyük olabilir.
Güz: Zeyneb'in dediği gibi büyük sinemaya benzettim. Başka bir yere giderken insanlar sıkılmasın diye ordan film açabiliyorlar. Hani insanlar sıkılmasın diye.
Zeyneb: Ben baktım buradaki kelime taşıma anlamına geliyor sanırım mega da büyükse bu büyük şeyleri taşıma aleti olabilir.
Güneş: Bu ayak taşıma aleti olabilir belki. Bir sürü ayak taşıma. Gerçekten mega bişey.
Son olarak baktıkları proje
Zeyneb: Robot müzik çalar. Kulaklığını takıyorsun her yerde dinleyebiliyorsun. Kulaklığı takınca bu sana aklındaki müziği çaldırıyor.
Derinsu: Bence Zeyneb'in dediği gibi olabilir. Şu da olabilir. Sokakta yürüyorsun diyelim müzikte dinlemek istiyorsun sen kulaklığını takarsın ve ona bağlanırsın. O senin istediğini çalar. Onunla beraber yürürsün
Elif: Bence mp3 çalar olabilir. Hani kulaklığını ayrı bir yere kullanmak için olabilir. orada bir tuş olabilir ve o anlarda senin istediğini çalan bir şey olabilir.
Güneş: Şöyle olabilir; hani kulaklık takıyoruz ya spor yaparken felan kulaklığımızın düşmemesi için bu robot bizim kulaklığımızı takarken mp3'ü tutuyor. Altındaki patenlerde onun bize olan hızını ayarlıyordur.
Derinsu: Güneş sen hani buna kulaklık dedin ya hani. Sahneye çıkarlar minik bir kulaklık olur mikrofon gibi. Onun gibi olabilir.
Güneş: Bir dakika şimdi derin su bana çok güzel akıl verdi. Akıl fikir verdi. Bu bir şey Bunu tutuyorsun hani insanların kulaklığı varya mikrofon yani sen konusunca bu da senin o büyük salonlardaki sesini yükseltiyor.
Derinsu: Ya da ona mesela bir şey söylüyorsun o bunu şarkı gibi söylüyor enstruman gibi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder