4 Haziran 2016 Cumartesi

'Kedi Gözü' diye icat mı varmış!


Dün sınıfa anatomi 4D programı dahilinde bir kaç kağıt getirip programı inceledik. Program insan bedeni, kemikler, kafatası, göz burun kulak, damarlar vs ile kalp ve kalbin çalışması, kalbin kısımları üzerineydi. Bugünse vücudumuza daha detaylı bakmak üzeri ilk olarak duyu organlarımızdan göze giriş yaptık.

Gizem: Diyelim ki gece uyandınız çok susadınız ve su içmeniz gerekiyor. Boyunuzda lambayı açabilmeye yetmiyor. Ne yaparsınız?
Elif: Karanlıksa ben yastığımın altından feneri alırım.
Güneş: Ben babamı uyandırırım.
Güz: Bence evde o zaman ay ışığı olur. Ordan giderim onun ışığıyla.
Derin: Aslında bi süre sonra zaten gözlerimiz o karanlığa alışacak.
Yankı: Ben de yolu ezberlerim mesela. Uzun bir koridor var bizde ( yolu tarif etti ) gözümün alışmasını beklerim sonra da ezberlediğim yoldan giderim.
Güneş: Ben bir de acil durum çantamı alırım orada fener var çünkü.
Yankı: koridorda giderken ellerimle de duvarı tutarak giderim.
Zeyneb: Bi de gece zaten sokaktaki ışıklarda evin içine giriyor. Tam karanlık olmuyor.

Gizem: Peki, sürücüler yolu görmek için ne yapar?
Atilla: gece gidiyorsa, farı yoksa, önünde bir araç varsa onu takip ederek gider onun ışığıyla.
Güneş: Eğer insanlara çarpmamak içinse hani parlak şeyler var ya onlardan giyer yayalar. Arabalarda onlara çarpmaz.
Zeyneb: Yani fosforlu gibi mi?
Güneş: evet onun gibi. Bazı özel kıyafetler var
Derin: Hem zaten yolun kenarında kırmızı beyaz şeyler var. Işığı yansıtıyor. Bi de biz marmara adasında motorla gezerken önümüzde siyah bir kedi vardı. Onun gözleri parlıyordu.
Gizem: Peki senin o kırmızı beyaz dediğin yolun kenarındaki şeylerin adını biliyor musun?
Derin: Yo
Gizem: Onların adı "kedi gözü". Siz Fırat'ın dersinden çıktıktan sonra bu icadın nasıl bulunduğuna bakabiliriz. Neden kedi gözü dendiğine. ( buradan hem duyu organlarına devam edilebilir hem de kazanımlarda olan insanlığa hizmet eden kişileri inceleme, geçmişten günümüze teknolojik kazanımlar  vs kazanımları da içine alınarak icatlar üzerinden gidilebilir. )
Atilla: Benim kedimin gözleri de gecelerin garip görünüyor. Parlak ve biraz da korkunç
Zeyneb: benim kedimin gözleri de çiçek gibi o şekilde parlıyor
Elif: Bir önceki soruda ki gibi yine gözlerimiz alışabilir bence burada da

( Burada ders süremiz bitti. Döndüğümüzde "kedi gözü"nü bulan Percy Show ile ilgili bir videodan 3 dakika izledik. Video da karanlıkta uçurumun kenarına gelen Percy araba farlarının kedinin gözüne gelmesiyle durur ve kurtulur. Bu ona ilham verir ve bugün kullanılan kedi gözleri yapılmaya başlanır. )
Gizem: Bu icada kedi gözü denmesinin nedeni nedir? Zeynep: çünkü kedi gözünden esinlenmiş.
İdil: farlar parlatıyor ondan esinlenmiş.
Atilla: Neden kedi gözü denmiş çünkü 1 kedi gözü onun hayatını kurtarmış. Kedide ki yansıma kurtarmış. Işık kediden yansımış onu belki Güz daha iyi bilebilir ama bence kedilerin gece görüşü gibi bişey var kameradaki gibi.

 İdil: Ne varda parlıyor
Atilla: Kedilerin gözünde gece görüşü gibi bişey var o parlıyor işte
İdil: Akşam parlıyor biliyoruz onu hepimiz tamam da nasıl oluyor diyorum.
Atilla: Güz göz olayı sende
Güz: Bizim gözümüzde de yansıyor sadece kedilerde değil. Mesela Ati'ye bakınca kendimi görüyorum.
Atilla: Ama ışık yansıyor
Elif: Atilla ama içinde ne var da yansıyor.
Gizem: Sanırım şunu soruyorsunuz 'Kedilerin gözünde olupta bizim gözümüzde olmayan nedir? Neden bizim gözümüzde de yansımıyor?' gibi anladım ben doğru mu?
Derin: Büyük ihtimalle kedinin gözünde fosfor gibi bişey vardır.
Derinsu: Fosfor ışık olmayınca da yansıyor ama kedi gözü ışıkta yansıyor.
Güz: Araştıralım
( Atilla ve Güz araştırmak için bilgisayara gittgiler.)
Elif: Kedilerle ilgili bi kitap var orada görmeleriyle ilgili de bişey vardı. Evde bakıp getireyim mi?
Güneş: İdil sende de bi kitap var. Onu getiririrsen bakarız. Kedilerin nasıl gördüğüne bakarız
İdil: Tamam getirrim. Ama ben hala nasıl gece görüşleri olduğunu anlamıyorum. Ama bi de şöyle bir şey var aynalara bir ışık vurursun o geri yansır. Onun gibi belki de, ayna gibidir. Işık geliyor ve yansıyor.
Güz: Ani bir ışık gözüne gelir ve yansır. Işık gözü ayna gibi geri sektiriyor. Bi yere top atarsan o sana geri seker ya onun gibi
Atilla: Bizim gözümüzden neden sekmiyor? Bize güçlü bir ışık geldiğinde gözümüz kapanıyor. Onların açık ve parlıyor
( Gidip lambaya bakmaya başladı. O gidince diğerleri de ışığa bakmaya başladı. )





Zeynep: Kedilerin gözü sadece karanlıkta değil ki hep parlıyor.
Derin: Başka açıdan bakınca parlar
Atilla: Dolunay ışığıda kedi gözünü parlatabilir mi acaba?
Güneş: Şimdi ben şöyle bir sonuca vardım;  Orada kedi olduğu için kedi gözü bence. Çünkü orada kedinin gözü karanlıkta paralmıyor ki ışık vurunca kedinin gözü parlamış mesela.
İdil: KEdi yerine insan olsaydı da parlardı. Az parlardı ama parlardı
Gizem: Peki Percy'nin hayatını kırtaracak kadar mı parlardı?
Güneş: bu adamın oturuyor mu yoksa ayakta mı olduğuna göre değişir çünkü farlar aşağıda bizim başımız yukarıda. Yani çömeldiyse evet parlar bence.
İdil: Arabanın farı açılarak gider. Düz gitmiyor ki. Mesela bu makas ışık olsun. Işık kapalıyken bu da kapalı ama ışığı açınca bu makas gbi yayılır.

Güneş: Dur orada. Işık bulup deneyelim
Gizem: İdil sen ışığın yayıldığını Güneş sen ise düz gittiğini söylüyorsun öyle mi? Bunu mu deneyeceğiz?
İdil: Evet bu ışığın dümdüz değil yayılarak gittiğine bakmak için.

-------

İdil: Bak şimdi bu ışığı açınca sadece düz değil yanlardakini de görüyorum yani yayılıyor. O yüzden de çömelmeye de gerek yok çünkü ışık oraya da geliyor
Güneş: Bu noktadan bu hizadan bak o zaman daha çok görünüyor ama kafamın olduğu yerde görünmüyor
Zeynep: hayır ben kafasına ışık tutmadığın halde onun kafasında ışık görüyorum.
İdil: Düz değil de bak yayılıyor.
Güneş: bak göz bebeği parlıyor hem de çok fena
İdil: gözlerim yaşarmaya başladı hadi artık
Gizem: Güneş sen test etmek istediğin şeyi test ettin mi?
Güneş: Ediyorum bak şimdi ışık en çok gövdesinde çümkü ben aşağıdan tutuyorum
Elif: altında en çok ışık var
Derinsu: oturmadı ama ışık var onda mesela
İdil: ışık sadece o mekanda gelmez. o ışık kaynağı ne kadar büyükse o alana o kadar ışık verir. Hani mesela bu daha çok bi ışık olsaydı daha çok aydınlanırdı
Güneş: Bir arabanın farı bu kadar mı?
Gizem: Evet ortalama bunun  kadar
Güneş: Araba diyelim benim tam boyumda. o zaman ışık göbeğime gelir. İdil kedi bende o adamım Ama ben arkadaki umut'u da görüyorum.







İdil: (Birden bağırmaya başladı) Gizem öğretmenim ortayı göremiyorum

Zeyneb: ben az önce İdil'i göremedim
İdil: mavi görüyorum
Derinsu: ben yemyeşil görüyorum
Güneş: bu olabilir ya ben bunu biliyorum. Şimdi bakın


İdil: Gizem gözüme bişey olur mu kör mü oldum????
Güneş: ben bunu açıklayabilirim
Gizem: Bu olanın bir açıklaması var idil. Önce güneş'i dinleyelim sonra bu konuyu aydınlatalım. Söz oyunu yaptım fark ettiniz mi:P
Güneş: anlatıyorum bak burada ışık kaynağı gözümüze çok çarpınca bu güneşte olabilir sadece ışık olması lazım. Bir süre sonra her şeyi abuk sabuk şekilde görmeye başlarız. Renk ihtimalleri sunlar mor, morla karışık mavi
Zeynep: yeşil, pembe olabiliyor
Güneş: Gözü kaparsam biraz daha görmeye devam ederim. Sonra elimde bastırırım ve geçer. Bu da güneşin yaydığı renkler olabilir
İdil: Bi örnek vericem ışık sadece karşısındaki yere mi ışık veriri her yere mi
Derin su: Her yere
Zeyneb: ben bazen gözümü kapatıp elimle bastırdığımda biraz bekledikten sonra gözümü açınca her yeri siyah görüyorum başta.
Derinsu: Gece karanlıkta biraz bekledikten sonra ışık açınca da gözümüzü hemen kapatmak istiyoruz mesela
Elif: bende de şöyle oluyor bazen gözümün etrafında siyah siyah noktalar hareket edşyor oluyor uçuyor gibi
Gizem: başka sorunuz var mı bunları not aldım.





umut: bak gizem ben sosis oldum burada pişiyorum. Su an bir sosis gibiyim
Gizem: Neden böyle söyledin?
Umut: Hani ondan ısı geliyor ya. Bak pişmiş kokusu bile var

( burada priz oldukça ısındığı için koku çıkmaya başlamış. Umut'ta kokunun kendisi piştiği için geldiğini söyledi. )

Zeyneb: o gözlerinde ki noktalar bende de oluyor.

Gizem: umut sende de oluyor mu?
Umut: Evet noktalar uçuyor
Gizem: Biliyor musunuz gözünüz bir yere uzun süre baktığı zaman oraya alışıyor aynı derin'in sabah dediği şey gibi. Gözünüz karanlığa alışıyor ya bu da onun gibi. Gözünüz bir süre ışığa baktığında onu görmeye alışıyor ve aniden başla noktaya bakınca onu görmeye devam etmek istiyor. O yüzden ışığa bir süre baktıktan sonra gözünüzü başka noktaya çeviridğinizde o yeri başta göremiyo oluyorsunuz. Bu açıklama sizi tatmin etti mi?
İdil: hem de çok
Zeyneb: uyurken ışığın bir anda açılması gibi di mi
Gizem: Evet
Zeyneb: mesela ben az önce güneşe bakıyordum ışık ondayken sonra başka bir yere baktım bir adam gördüm. Güneş'e benzeyen ama yüzü görünmüyordu mesela
Yankı: o noktalar?
Gizem: o noktalar ise gözümüzün içinde sıvı bir kısım var. Göz sıvısı deniyor. O göz sıvısının hareketinden dolayı o noktaları görürüz. Oynar baktığımız yere doğru.


Yankı: Peki gözümüzü kapatınca o göz sıvısını görür müyüz?
Gizem: net olarak hayır. ama hareket ederken halkalar görürsen o göz sıvısının hareketli hali gibi


Gizem: peki, şimdi az önce konuşurken İdil ve Güneş ılık kaynağı diye bir şeyden bahsetti. Peki ışık kaynağı nedir? Siz biliyor musunuz?
Atilla: ışık kaynağı ışığın geldiği yerdir
Umut: ışık maddesidir. Çok sıcak olabilir. Bazen hareket eder. Biyolüminesansta kaynaktır.
Güneş: Acaba kedi gözünde de biyolüminesans olabilir mi? o yüzden gözleri parlıyordur.
Derin: Güneş, mesela bir ışık kaynağıdır.
Zeyneb: Yıldızlarda
Yankı: Şimşek
İdil: Fener
Güz: Mum
Zeyneb: Lamba
Güneş: Ay
Zeyneb: Ay galiba ışığını başka birinden alıyor
İdil: Ay mesela yarım olur tam olur. Işığı olsa öyle olmaz
Güneş: Nasıl? Ay ışık vermiyor mu? O zaman gece neden ışık olur?
Zeyneb: Onların hepsi güneşten
Güneş: Lamba neden ışık kaynağı oluyor o zaman?
Elif: Telefonda karanlıkta parlıyor ona bakılırsa
Derinsu: Onunki teknolojiden. Biri doğal biri teknoloji
Güneş: Ne farkı var yani?
Derin: Ay güneşin ışığını yansıtıyor. Filmlerde oluyor ya aynadan yansıyıp geri gider. Ayda da öyle. Aya gelip geri bize geliyor. Yansıttığı için bence kaynak değil.
Güneş: Ay ışık kaynağı değildir mi diyorsunuz yani? Lamba ve ayın ne farkı var anlamıyorum? Teknoloji ve doğaldan bahsetmiyorum.
Elif: O zaman Güneş sence doğal çiçek mi yapay çiçek mi?
Gizem: O zaman şöyle yapalım; Kimler ayın ışık kaynağı olmadığını söylüyor?

- Güneş hariç diğerleri el kaldırdı

Gizem: Peki kimler ayın ışık kaynağı olduğunu söylüyor?

- Güneş

Gizem: O zaman yarın ki çember için hepinizin kendi fikrini destekleyen belgeyle gelmenizi istiyorum. Araştırıp fikrinizi destekleyici kaynaklarla gelirseniz çemberde bu konuyu detaylandırabiliriz.

Atilla: Ben bir de şunu söylemek istiyorum; Mesela havada bulutlar bazen sertleşiyor ve birbirine değiyor. O zamanlar şimşek çakıyor ve  da ışık yayıyor.
Elif: Bulutlarda ışık mı var?
Atilla: Hayır her zaman değil. soğuk havalarda mesela o bulutlar sertleşiyor. Mesela ellerini sürt birbirine elin ısınır. Eğer daha sert olsaydı eğer o zaman senin elinden de ışık çıkabilirdi.
Gizem: Mesela başka bir örnek verebilir misin? İki sert şeyi birbirine sürttüğümüzde ışığın çıktığı
Atilla: Şimdi başka aklıma gelmiyor ama bulurum
İdil: Bizde iki tane taş vardı sürtünce ışık çıkıyor arada. Birbirine vuruyorsun. Yarın getiricem






( Diğer güne ayın ışık kayanağı olup olmadığına dair araştırma yapılacağı ve gözle ilgili bir kitap getirilerek hayvan gözleri yapısına bakabileceğimiz konuşuldu. ve dersi evde yaptığımız araştırmaların üzerine ertesi gün detaylandıracağımız kararını vererek bitirdik. )


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder