18 Haziran 2016 Cumartesi

Mucitler

İcat,İcatlar,İcatlar Buluşlar,İcatlar Listesi,Kim Neyi Nerede Ne Zaman Buldu? Keşifler, Mucitler, İcatlar ve Mucitler

William Cooke ve Charles Wheatstone adlı iki İngiliz1837 yılında , teller üzerinden elektrik akımı göndererek mesaj iletmeyi başardılar. Böylece ilk elektrikli telgraf makinesı ortaya çıktı. Elektrik akımı, alıcı cihazın kadranındaki bir dizi iğneyi hareket ettirerek ulaştırılacak mesajın ekranda belirmesine yardımcı oluyordu. 
MORS ALFABESİ : 1843’ te Samuel Morse, telgraf mesajlarında nokta ve çizgilerden oluşan ünlü Mors Alfabesi’ ni geliştirdi. Morse, Baltimore’ den Washington’ a uzanan 60 km’ lik bir telgraf hattı kurarak, hattı başkanlık seçimleriyle ilgili haberleri iletmek için kullandı. 
TELEFON : 1876’ da Alexander Graham Bell, telefonu icat etti. Bell ve Thomas Watson adlı elektrik mühendisi, bir gönderici ve bir alıcıdan oluşan bir düzenek yaptılar. Alıcı, sesi belli bir elektrik akımına dönüştürüyor ve bu akım bir tel aracılığı ile ahizeye taşınıyordu. Tarihteki ilk telefon görüşmesini, 10 Mart 1876‘ da Bell yapmıştır. 
RADYO : 1902’ de İtalyan mucit Guglielmo Marconi, kablo ya da tel olmadan bir yerden diğerlerine mesaj göndermenin yolunu keşfetti. Böylece radyo doğdu. Marconi, radarın mucidi Hertz’ in yapmış olduğu deneyleri kullanarak bulunduğu yerden 9 metre uzaktaki bir kapı zilini çalmayı başarabiliyordu ve bunun için her hangi bir kabloya ihtiyaç duymuyordu. Kullandığı yönteme “elektromanyetik” adını vermişti. 
FM RADYO : 1920’ de Edwin Howard Armstrong, FM radyoyu geliştirdi. Elektrik mühendisi Armstrong’ un elektromanyetik ve elektrik alanında yaptığı icatlar çok önemlidir. Fakat onun belki de hepimiz tarafından bilinen icadı, geniş aralıklı yayın yapan FM radyo bandıdır. 
SÜPER İLETKEN : 1986’ da George Bednorz, kayıp olmaksızın enerjiyi transfer edebilen bir madde geliştirdi. Böylece “süper iletken” kavramı hayatımıza girmiş oldu. Süper iletkenler, “bilgi çağı” açısından çok önemli gelişmeleridir. Sıradan bir bakır telden iletildiğinde enerjinin yaklaşık % 40’ ı kaybolmaktadır. İşte bu yüzden süper iletkenler insanlığın enerjiyi doğru ve verimli kullanabilmesi açısından çok önemlidir. 
UYDU : 4 Ekim 1957’ de Ruslar, ilk uydu Sputnik’ i Dünya yörüngesine yerleştirdi. Dünya’ nın ilk yapay uydusu sadece bir basket topu büyüklüğünde olup 82 kg ağırlığındaydı. Bu minik uydu, 98 dakika içinde yörüngeye yerleştirilmişti. Sputnik, insanoğlu için uzay çağının başlangıcı demekti. 
FAKS : 1843’ te üretilen ilk faks makinesi, kabartma harfleri tarayarak elektrik sinyalleri gönderen bir sarkaçtan oluşuyordu. Modern faks makinelerinde ise gönderilen dokümandan yansıyan ışığı algılayan diyotlar kullanılır. 1922’ de Alman fizikçi Arthur Korn, radyo dalgaları ile Avrupa’ dan Amerika’ ya fotoğraf göndermiştir. 
HABERLEŞME KULELERİ : Claude Chappe, tepelerin üzerine kurulmuş kulelerden oluşan bir ağ sistemi geliştirdi. Her kulenin üzerinde 49 değişik konuma ayarlanabilen iki uzun oka sahip bir makine vardı. Her konum bir harfe ya da rakama karşılık geliyordu. Operatörler böylece bir kuleden ötekine mesaj gönderebiliyorlardı. Bu sistem çok başarılı oldu ve 4.828 km’ lik bir ağ kulelerle birbirine bağlandı. 
ÇENGELLİ İĞNE : Dünya, 1849’ da Walter Hunt tarafından bulunan, çok basit ama faydalı bir ürünle tanıştı: Çengelli İğne. Çengelli iğne, Amerikalı mucit tarafından sadece 15 dolar kazanabilmek amacıyla bir iddia sonucunda ortaya çıkmıştır. 

YEMEK ÇUBUKLARI : Yemek çubukları 5000 yıl önce ilk defa Çin’ de kullanılmaya başlandı. Çinliler, daha iyi pişmesi için yiyecekleri çok ufak parçalara ayırıyorlardı. Bunları tutabilmek için de ağaç dallarını kullanıyorlardı. Bugün Çin, Japonya, Vietnam, Kore gibi Uzakdoğu ülkelerinde yemek çubukları hala yaygın olarak kullanılmaktadır. 
EKMEK KIZARTMA MAKİNESİ : 1909’da General Electric şirketi, ilk elektrikli ekmek kızartma makinesini üretti. Dilimlenmiş ekmek, elektrikle ısıtılan bir tel üzerine konuluyordu. Ayarlı bir saat, süre dolduğunda elektriği kesiyor ve ekmeği dışarı doğru itiyordu. Bu sayede sabahları kahvaltı masalarını renklendiren çıtır çıtır ekmeklerin hikayesi doğdu. 
MİKRODALGA FIRIN : Yiyecekleri radyo dalgaları ile ısıtan bir fırın fikrinin patentini 1945’ te Amerikalı mucit Percy L. Spencer almıştır. Yiyecekler, mikrodalga adı verilen radyo dalgalarıyla bombardıman edilir, bunun neticesinde moleküler titreşerek yiyeceğin ısınmasını sağlar. Mikrodalga fırınların kapağındaki metal teller ise mikrodalgaların fırından dışarıya çıkıp insanlara zarar vermesine engel olmaktadır. 
KAŞIK :
 Paleolitik zamanlardan beri kullanılan kaşıkların atası deniz kabuklarıdır. Kaşığın Latince ve Yunanca’ daki karşılığı “spiral şekilli sümüklüböceği kabuğu” anlamına gelen “cochlea” kelimesinden türetilmiştir. Günümüzdeki formunu ise MS I. Yüzyılda Romalılar vermiştir. 
BIÇAK : Tarihte kesin olarak ne zaman icat edildiği belli olmayan bıçak, günümüzde mutfaklarda ve yemek masalarında dizayn edilseler de tarihin ilk dönemlerinden başlayarak yakın bir zamana kadar öncelikle silah olarak kullanıldı. Ortaçağ Avrupası’ nda ev sahibi masaya bıçak getirmezdi, çünkü herkesin bıçağı belindeydi. Ancak şiddet artmaya başlayınca 1669’ da Fransa Kralı 14. Louis’ in bütün sivri uçlu bıçakların yemek masalarında kullanımını ve sokaklarda taşınmasını yasaklamıştır. 
ÇATAL : Çatalı ilk kullananların Yunanlılar olduğu sanılmaktadır. Çatalın yemek masalarındaki kullanımı MS 7. yüzyılda Ortadoğu’ daki zengin ve itibarlı ailelerde görülmektedir. 13. yüzyılda Bizanslılar’ a onlardan da İtalyanlar’ a geçmiştir. Fransa da ise “gösterişe kaçıyor ” diye kabulü yavaş olmuştur. Çatal, 1600’ lerin ortalarından itibaren tekrar itibar kazanmış, kraliyet ailesi ve zengin sofralarının vazgeçilmez lüksü olmuştur. Günümüzde ise hepimizin vazgeçilmez ihtiyacıdır. 
MEKANİK SAAT : 999’ da Gerbert, insanoğlunun zamanı ölçebilme arzusuna hizmet etmek için yepyeni bir ürün sundu. Fransız keşiş ve sonrasında Papa olan Gerbert’ in ağırlıklar kullanarak çalışan ilk mekanik saati günümüze kadar pek çok kez geliştirildi. 
HASSAS SARKAÇLI SAAT: Galileo’ nun sarkaç teorisini üretmesinden sonra daha kesin zaman ölçümü yapılabilir miydi? 1656’ da Christian Huygens, bu noktadan hareketle, sarkacın hareketini bir dizi dişli çark üzerinden saatin kollarına iletirken, bir yandan da sarkacın sürekli salınım halinde tutmanın yolunu bularak ilk hassas sarkaçlı saati geliştirdi. 
DİKİŞ MAKİNESİ : 1830’ da Barthelemy Thimonnier dikiş makinesini icat etti. Makinede ayak pedalıyla döndürülen bir tekerlek, iğneyi kaldırıp indiriyordu. Fakat o dönemlerde pek çok terzi, işini kaybedeceği korkusuyla bu makinelerin 80 tanesini tahrip etmişti. 
FERMUAR : Fermuarın icadında her ne kadar tek bir mucitten söz etmek zor olsa da asıl katkıyı 1893’ de W.L. Hudson’ un yaptığı söylenebilir. Fermuarın hayatımıza girmesi oldukça zaman almıştır. İlk fermuar tasarımının o kadar ürkütücü bir görüntüsü vardı ki pek çok üretici seri üretimi yapmayı reddetmişti. Fermuar, günümüze kadar gelişmiş ve hayatımızdaki pratik malzemelerden biri olarak yerini almıştır. 
ELEKTRİK ISITICILI ÜTÜ : 1882’ de Henry Seely, elektrik ısıtıcılı ütüyü geliştirdi. İlk ütüler, içine kor halinde kömür konularak ısıtılırdı. Seely’ nin ütüsünün içinde ise elektrikli bir ısıtıcı bulunuyordu. Böylece ütü, zor kullanılan bir ev aleti olmaktan çıkmıştı. 
ÜTÜ MASASI : Ütü yaparken yeterince iyi sonuç alamamaktan şikayetçi olan Afrikalı Sarah Boone adlı bir ev kadını, 1892 yılında kendisi için bir ütü masası geliştirdi. Böylece tarihin ilk ütü masası ortaya çıkmış oldu. 
ELEKTRİKLİ SÜPÜRGE : 1901’ de Hubert Booth, elektrikli süpürgeyi icat etti. Booth’ un elektrikli süpürgesi o kadar büyüktü ki atlı bir arabayla çekilmesi gerekiyordu. Fakat süpürgenin performansı gayet iyiydi; öyle ki İngiliz Kralı VII. Edward taç giyme töreninden önce salondaki halının bu süpürge ile temizlenmesini istemişti. 
ELEKTRİKLİ BUZDOLABI : İlk elektrikli buzdolabı, Karl Linde tarafından 1877’ de geliştirildi. Yiyeceklerin bozulmadan saklanabilmesi için gereken, ortamın soğuk olması koşulu, ilk defa Karl Linde tarafından yapay olarak sağlanmıştı. Linde’ nin cihazı, yiyecek kabininin arkasına freon gazı yerine metil ether adlı son derece patlayıcı bir gaz pompalıyordu. Bu yüzden pek yaygınlaşmadı. Freon gazı kullanılan ilk buzdolabını ise Balzer Von Platen ve Carl Munters birlikte tasarlamıştı. 
BULAŞIK MAKİNESİ : 1889’ da W. A. Cockran adındaki maharetli kadın mucit, tarihin ilk elektrikle çalışan ilk bulaşık makinesini üretti. Sistem çok basitti. Bir fiskiye, boru yardımıyla gelen tazyikli suyu tabakların üzerine eşit dağıtıyor ve bulaşıkları temizliyordu. 
ÇAMAŞIR MAKİNESİ : 1906’ da Ala Fischer, çamaşır makinesini icat etti. Makinenin içine yatay olarak yerleştirilmiş metal tambura kirli çamaşırlar konuluyordu. Tambur, elektrik yardımıyla döndürülüyor ve hareket sırasında çamaşırlar sürekli suyla temas ederek temizlenmiş oluyordu. İlk kurutuculu çamaşır makinesi ise 1924’ te üretildi. Çamaşır makineleri sürekli gelişerek günümüzdeki halini aldı. 
TERMOS : 1906’ da İskoçyalı J. Dewar, termos adını verdiği ve içine konulan sıvının ısısını koruyan, iç içe geçmiş iki kaptan oluşan bir sistem geliştirdi. Tarihin en popüler icatlarından birisi olan termos sayesinde piknik yapmak, insanoğlu için daha da keyifli bir hal almaya başladı. 
BLENDER : Stephen Poplawski, termos benzeri cam bir kutunun tabanına metal, dönen bir bıçak koyarak blender fikrini ilk ortaya atan kişidir. 1932’ de bu fikrini tasarım haline dönüştürmeyi başarmıştır. 1935’ te Fred Waring ve Frederick Osus adlı iki girişimci dostu, Poplawski’ nin fikrini geliştirerek büyük bir ticari başarı kazanmışlardır. 
ATAÇ : 1900’ de Johann Vaaler, kağıtları sıkıca tutabilmek için,iç içe geçmiş iki halkadan oluşan, metal bir telden ibaret orijinal bir ürün tasarladı. Vaaler’ in “Ataş” adını verdiği bu tasarım bugüne değin hemen hemen hiç değişmemiştir. 
KALEMTIRAŞ : Bugün okur yazar hemen hemen herkesin evinde, çekmecesinde bulunan kalemtıraş Amerikalı John Lee Love tarafından 1897’ de icat edildi. İlk üretimi bildiğimiz taşınabilir şekliyle tasarlanan kalemtıraş daha sonraki yıllarda geliştirildi. 
KURŞUNKALEM :
 Kurşunkalemin bugün bildiğimiz şeklini Fransız kimyacı Nicolas Conte vermiştir. Kil ve graphite karışımını yakıp tahtadan silindir çubuklar içine koyan Conte; 1795’ te patentini almıştır. İlk kurşunkalem fabrikasını ise 1861’ de Eberhard Faber, New York’ ta kurmuştur. 
BİLYE UÇLU TÜKENMEZKALEM :
 1938’ de Macar mucit Lazlo Biro, biro da denilen, günlük hayatımızın vazgeçilmez parçası olan bilye uçlu tükenmezkalemin hayata geçmesini sağladı. Tükenmezkalem, öncelikle yüksek basınca maruz pilotların kullanması için üretilmişti. Zamanla kolay kullanımından dolayı geniş kitlelere ulaştı. 
DOLMAKALEM : 1935’ te Fransız Jules Fagart, tekrar doldurulabilen dolmakalemi geliştirdi. Bugün bizlere bir parça nostalji gibi görünse de dolmakalemler, pek çok insan için hala önemli yazı araçlarından biridir. 
SİLGİ : Silgiyi ilk defa 1736’ da Avrupa’ ya getiren, Fransız kaşif ve bilim adamı Charles Marie de la Condamine’ dir. Bu aslında, Güney Amerika’ da yerli kabilelerin oyun için ve tavuk tüyü gibi şeyleri vücutlarına yapıştırmak için kullandıkları bir maddeydi. Avrupalılar bunu kullandı fakat bir süre sonra çürüdüğü için kullanışlı olmadı. 1839’ da Charles Goodyear, kauçuğu işlemenin ve dayanıklı kılmanın yolunu buldu. Bugün kullandığımız silgilere şekil vermiş oldu. 
DAKSİL : 1951’ de Bette Nesmint Graham, daksili icat etti. Dallaslı sekreter Graham, bugün ofislerimizde hepimizin sık sık ihtiyaç duyduğu hatalı metinlerin üzerini ince beyaz tabakayla kapatan yazı düzelticiyi ilk olarak evinin mutfağında blender ile sıvı hale getirdiği kağıt olarak üretmiştir. 
RAPTİYE : Raptiye, ilk defa Amerikalı Edwin Moore tarafından kiralık bir odada üretildi. Bir gün önce yaptığını ertesi gün satan Moore, Eastman Kodak Company’ den büyük bir sipariş alınca 1904’ te Moore Raptiye Şirketi’ ni kurdu. Şirketi hala küçük şeylerin üretimine devam etmektedir. 
FOTOKOPİ MAKİNESİ : Bugün kullandığımız fotokopi makineleri ilk olarak 1942’ de Chester Carlson tarafından geliştirilmiştir. Amerikalı mucit Chester Carlson, 1938’ de de elektrostatik fotokopi makinesini icat eden kişidir. Fotokopi makineleri sayesinde gerekli dokümanları çoğaltmak kolaylaşmış oluyordu. Bu da büyük bir işgücü kazanımı anlamına gelmekteydi. 
MÜREKKEP :
 Kağıdın icadıyla paralel kullanılan mürekkepÇinliler tarafından bulunup geliştirildi. MS 400’ de yaklaşık olarak bugün kullandığımız halini aldı. Renk pigmentleri veya boyar maddelerin sıvıda çözündürülmesiyle elde edilen mürekkebin ilk dönemlerdeki hammaddesi ise yanmış çam odunu, kuzu yağı, eşek derisi jölesi ve miskti. 
PARŞÖMEN : Eski Mısır firavunlarından biri Anadolu’ ya papirüs vermeyi reddedince, parşömenin hikayesi başlar. Anadolu’ daki Bergama kitaplığının İskenderiye’ ye rakip olmasından rahatsız olununca papirüs gönderimi durmuştur. Bergama hükümdarı, koyun ya da keçi derisinden papirüsün yerini tutacak ve yazı yazmaya uygun bir madde hazırlanması istedi. Yunanca “Pergament” adını taşıyan parşömen böylece doğdu. 
YAPIŞKAN BANT : 1921’ de Amerikalı R. Drew, yapışkan bant fikrini ortaya attı. Avrupa’ da “seloteyp” adıyla piyasaya sürülen bu bandın bir yüzü, “selüloz” adı verilen ve yapışkan olan saydam bir plastik şeritten oluşuyordu. 
TUTKAL : Tutkal ilk olarak 1750’ de İngiltere’ de yapıldı. Tutkal önceleri balıktan elde edilmiş, daha sonraları plastik, hayvan kemikleri, nişasta, süt proteinlerinden elde edilen türevleri ile yaygınlaşmaya başlamıştır. 
YANGIN SÖNDÜRÜCÜ : 1816’ da George Manby, yangın söndürmeye yönelik bir sistem geliştirerek ilk yangın söndürücünün temellerini atmış oldu. Alet, su içeren metal bir silindirden oluşuyordu. İçindeki su, sıkıştırılmış hava yardımıyla dışarıya püskürtülüyordu. 
KİMYASAL YANGIN SÖNDÜRÜCÜ : 1905’ te Alexander Laurent, kimyasal yangın söndürücüyü geliştirdi. Yangına suyla müdahale etmek her zaman doğru bir yol değildi, bu yüzden Laurent, bir kimyasal karışımı geliştirerek suyun yangın söndürmedeki zararlarını da yok etmiş oluyordu. 
DİKENLİ TEL : 1867’ de Lucien B. Smith, tarihteki ilk dikenli teli üretti. Teksas’ ta yaşayan büyük toprak sahiplerinin sayısı artmaya başlayınca sınırlar birbirine yaklaşmaya başlamıştı. İşte bu ihtiyaçtan hareketle kendisi de bir çiftçi olan Smith, sınırları belirlemek ve yabancıların girişinin önüne geçebilmek için tarihteki ilk dikenli teli üretmiştir. 
GAZ MASKESİ : 1914’ de Garet A. Morgan’ ın geliştirdiği gaz maskesi, Erie Gölü altındaki patlamada 32 maske kullanıcısın hayatta kalmasından sonra çok tutulmuştur. Patlamadan sonra pek çok firma Morgan’ ın gaz maskelerinden sipariş vermiştir. Sonraları Amerikan ordusu gaz maskesine son halini vermiş ve resmen kullanmaya başlamıştır. 
TRAFİK IŞIKLARI : 1923’ te Gervett A. Morgan, elektrikli trafik ışıklarını geliştirdi. Üzerinde “dur” ve “geç” yazan trafik işaret kolları, ilk kez 1868’ de kullanılmıştır. Sonraları gaz lambasıyla çalışan renkli trafik ışıkları kamu kullanımına sunuldu. İçindeki gaz lambası vasıtasıyla trafiği düzenleyen bu sistem, o tarihlerde gaz lambalarından birinin patlaması sonucu bir polisin ölmesine neden olunca yeni arayışlara gidildi. Bu soruna çare arayan Morgan, yeşil, sarı ve kırmızı renklerden oluşan elektrikli trafik ışıklarını geliştirdi. 
PARKMETRE : 1939’ da Carl C. Magee, park sorununu çözebilmek amacıyla ilk parkmetreyi tasarladı. O yıllarda Amerika’ da ciddi bir park sorunu yaşanıyordu. Magee ilk parkmetre aletini caddeye yerleştirdiğinde halk büyük tepki gösterdi. Fakat park sorunu çözülemeyince parkmetrelerin kullanımı arttı. 
KEDİGÖZÜ : 1933’ te Percy Shaw, sisli bir gecede otomobiliyle neredeyse bir uçurumdan yuvarlanmak üzereyken bir kedinin gözlerinin parlamasıyla yolu fark edip hayatı kurtulunca, kedi gözünden esinlenerek bir alet tasarlamaya karar verir. Böylece hayat kurtaran kedi gözü ortaya çıktı. Kısa bir süre sonra birçok ülkenin yollarına bu kedigözlerinden çok sayıda yerleştirilir. 
GÜVENLİ TIRAŞ BIÇAĞI : 1771’ de Jean Jacques Perret, cilde sadece bıçağın kenarının değdiği ilk güvenli tıraş bıçağını geliştirdi. Böylece sabahları yüzünde kesiklerle işe gitmek zorunda kalan erkek nüfusunun sayısında gözle görülür bir azalma olmaya başladı. 
SABAN : 1814’ te John Jetro, hayvan gücüyle kullanılan ilk sabanı geliştirdi. Toprağı insan gücüyle sürmek hem çok zordu hem de toprak sahipleri için çok maliyetliydi. Bu nedenle hayvan gücüyle kullanılabilecek bir alet tasarlamak gerekmişti. John Jetro, tarımcılık için büyük öneme sahip sabanı geliştirdi ve patentini aldı. 
PUSULA : MS 100 yılında Çinliler, pusulayı icat etti. Manyetik bir ortamda serbest bırakılan bir objenin kuzeye yöneleceği prensibinden hareketle pusulanın keşfi gerçekleşti. 
KİBRİT : 1680’ de Robert Boyle, kükürtlü kibrit aracılığıyla ateşi elde etmeyi becerdi. Keşfedilmesinin üzerinden binlerce yıl geçmiş olmasına rağmen ateş pratik halde elde edilemiyordu. Önceleri bir çelik, bir metal parçasına sürtülüyor ve ateş elde ediliyordu. Boyle’ nin kibriti, zımpara kağıdına sürtülmek suretiyle ateş alıyordu. Ardından fosforlu kibritler de üretilmeye başlandı. 
YAZAR KASA : 1879’ da James Ritty, yazar kasayı icat etti. Bugünkü yazar kasaların ilham kaynağı olan ilk yazar kasaya, bir klavye yardımıyla sayılar giriliyor, gerekli toplamalar yapılıyor ve bunlar kağıda basılabiliyordu. 
KÖR ALFABESİ : Fransız subay Barbier, aklına gelen kabarık harf fikrini kendisi de kör olan arkadaşı Braille’ e anlattı. Louis Braille, bu alfabe sistemini kendi yaşadığı zorlukları da değerlendirerek, 1829 yılında bugün kullandığımız kör alfabesini geliştirdi. Bugün sadece Braille’ in kabartma harflerini basan özel matbaalar bulunmaktadır. 
BEBEK ARABASI : 1733’ te İngiliz William Kent, ilk bebek arabasını üretti. W. Kent adlı mimar, Devonshire’ in III. Dükü’ nün çocukları için tarihin ilk bebek arabasını sipariş üzerine yapmak zorunda kalmıştır. Bugün geliştirilmiş benzer tasarımlar parklarda, bahçelerde karşımıza çıkabilmektedir.                           

kadın mucitler

Tarih yazan kadın mucitler

Dünyadaki Kadın Mucitler
Dünyadaki Kadın Mucitler
Günlük hayatınızda kullandığınız araçların, mobilyaların, tıbbi malzemelerin nasıl ve kim tarafından icat edildiğini hiç düşündünüz mü? Mucit deyince hepimizin aklına ampülü bulan Edison, yer çekimini bulan Newton ya da telefonun mucidi Graham Bell gelir. Aklımıza ilk anda gelen tüm mucitlerin ortak özellikleri ise erkekolmaları.
“Bilim adamı” söyleminden midir bilinmez; bilim ve bilimsel araştırma, icatlar, teknoloji hep erkeklerle bağdaştırılan konulardır. Halbuki günlük hayatımızda kullandığımız testereden araba camı sileceğine, bulaşık makinesinden kurşungeçirmez yeleklere bir çok buluşun altında kadın mucitlerin imzası vardır.
Uplifers olarak çok değerli buluşlara imza atmış kadın mucitlerin hayatlarını ve buluşlarını sizlerle de paylaşmak istedik. İşte birbirinden kullanışlı buluşlar ve yaratıcıları:
Josephine Cochrane: Bulaşık makinesi
Dünyadaki Kadın Mucitler
Dünyadaki Kadın Mucitler
Evde çalışan hizmetçisi, Josephine’in değerli porselenlerini yıkarken kırınca; Josephine sinirlenip bulaşık makinesini icat etmeye karar vermiş. İcat ettiği ilk makine, basınçlı suyu makinede bulunan bulaşıkların üzerine fışkırtacak şekilde tasarlanmış. Cochrane makinenin patentini 1886’da almış.
Bu dönemde evlerin çoğunda makinenin çalışması için gerekli olan sıcak su sistemleri bulunmadığı için, Cochrane fikrini otellere ve restoranlara satmış. Sonrasında ise kadının çalışma hayatına girmesi ile birlikte bulaşık makinesi evlerdeki yerini almış.
Mary Phelps Jacob: Modern sutyen
Jacob 1914 yılında, göğüsleri destekleyen, iki ayrı kuptan oluşan ve omuzdan askılı olarak tasarladığı sutyeni üretip patentini almış. Daha önce de buna benzer fikirler üretilmiş ancak iki ayrı kup ile göğüsleri destekleme fikri Jacob’a ait.
Modern sutyenden önce göğüsleri desteklemek amacıyla tasarlanmış olan çamaşırlar oldukça rahatsız ediciymiş. Sert malzemeler kullanılarak yapılan bu destekler kullananın şeklini almak yerine, kullanıcıyı kendi şekline sokan bir yapıda. Jacob’ın dizaynının bu ürünlerden en büyük farkı yumuşak ve hafif, yani kullananın anatomisine uygun oluşu.
Modern sutyen, 2.Dünya Savaşı sırasında ABD’nin metal tüketimini azaltmak için metal malzeme kullanılarak yapılan göğüs desteklerini yasaklaması sonucu popüler hale gelmiş. Bu dönemde Jacobs patentini “Warner Brothers Korse Şirketi”ne satmış.
Grace Hopper: BM-Harvard Mark 1
Amiral Dr. Grace Murray Hopper “bilgisayarların anası” olarak bilinir. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Hopper Harvard’ta çalışmaya başlamış ve burada IBM-Harvard Mark 1 isimli ilk zengin donanımlı bilgisayarı geliştirmek üzerine çalışmış.
Dr. Hopper ayrıca, yazıyı bilgisayar diline çeviren “compiler” donanımının da yaratıcısı. Bilgisayar problemleri için söylenen “bug” sözcüğü ve COBOL isimli kullanıcı dostu ticari bilgisayar yazılımında da Hooper’ın imzası bulunuyor.
Kadın bir buluşçu olarak sayısız ödülü var. Öldükten sonra da ödül almayı durdurmamış, 30 üniversiteden onur ödülü almıştır.
Mary Anderson: Araba camı sileceği
1900’lerin başlarında sürücüler, karlı ve yağmurlu havalarda camların önü doldukça durup camlarını silmek zorundaydı. Mary Anderson bu problemi mükemmel bir buluşla çözümledi. Bu zamanda araba herkes tarafından kullanılan bir araç olmasa da, 1903 yılında icat ettiği cam silecekleri oldukça ilgi gördü. Artık sürücülerin camlarını silmeleri için yapmaları gereken tek şey arabaya yerleştirilen bir kolu indirmeleriydi.
Bazı insanlar Anderson’ın bu buluşuna dikkat dağıtıcı olabileceğini öne sürerek karşı çıktılar. Fakat Anderson aletin patentini aldıktan 10 yıl sonra, artık her araçta bir cam sileceği bulunuyordu. Ayrıca 1917 yılında, manüel sileceğin geliştirilmişi olan otomatik cam sileceğinin patenti de bir kadına ait: Charlotte Bridgwood’un “Storm Windshield Cleaner”ı.
Hedy Lamarr: Gizli iletişim sistemleri
1941 yılında patenti alınmış olan “Gizli İletişim Sistemleri”, radyo dalgalarıyla gönderilen gizli mesajları koruyan bir kodla dalgaları manipüle etmek için tasarlanmış.
Lamarr Avusturya’da büyümüş. 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi sempatizanı olan ve Hitler’in ordusunun bir üyesi olan milyoner bir adamla evlenmiş. Evliliği süresince kocasının katıldığı iş toplantıları sayesinde gelişmiş silahlar hakkında kendisini geliştirmiş.
Nazilerin ve kocasının fikirlerine karşı olan Lamarr önce Londra’ya, sonrasında ise ABD’ye kaçmış. Anthiel’le icat ettiği bu araç, 2.Dünya Savaşı sırasında Nazilere karşı kullanılmak üzere tasarlanmış fakat yaygın olarak kullanımı icat edildikten 20 yıl sonra başlamış.
Margaret Knight: Kese kağıdı
Kese kâğıdından önce aynı işlevi gören şey zarf şeklindeymiş ve dibi kese kâğıdınınki gibi geniş değilmiş. Böyle bir şeyin içine 3 boyutlu olan ürünleri sokmak oldukça zor olsa gerek ki Knight, kese kâğıdı için gerekli olan kağıt parçalarını kesmek, katlamak ve yapıştırmak görevini üstlenecek olan bir makine icat etmiş.
Knight icat ettiği bu ürünün patentini 1871 yılında almış fakat bu fikre karşı çıkan bir erkek patenti almasına “bir kadının icat yapmasının mümkün olmadığı” gerekçesiyle itirazda bulunmuş. Sonrasında Knight, çizimlerini kanıt olarak göstererek patentin tamamen kendisine ait olmasını sağlamış.
Knigh ayrıc,a kese kâğıdından başka yaratmış olduğu 26 ürünün patentine sahip.
Tabitha Babbitt: Yuvarlak testere
1800’lerin başında testereyle herhangi bir şey kesebilmek için 2 kişiye ihtiyaç duyuluyordu. 2 kişi düz bir testerenin iki ucundan tutarak itmek ve çekmek suretiyle kesim yapmak zorundaydı. Fakat Babbit sayesinde bu süreç çok daha basit hale geldi.
Babbit’in testeresi yuvarlaktı, bu nedenle tek kişi kesim işlemini kolayca gerçekleştirebiliyordu. Massachusetts Shaker topluluğunun bir üyesi olarak mobilya yapımında kullanılan birçok alette de Babbitt’in imzası bulunuyor; fakat Babbitt, bu buluşları için patent alma gereği duymamış.
Stephanie Kwolek: Kurşungeçirmez yelek
Stephanie Kwolek, Kevlar denen sert ve dayanıklı, günümüzde kurşungeçirmez yeleklerin yapımında kullanılan materyalin mucidi.  DuPont’ta yıllarca bu materyalin icadı için çalışmış ve 1963’te malzemenin yapısını oluşturan molekül dizilimini üretmiş.
Bulduğu dizilimle oluşturulan materyal diğer maddelerden sert oluşuyla ayrılıyor. Bu madde ayrıca asma köprülerin halatlarında, kasklarda, kayak malzemelerinde ve kamp malzemelerinde de kullanılıyor.
Rachel Zimmerman: “Blissymbol” yazıcısı
Öncelikle Blissymbol’ün ne olduğunu açıklayalım. Blissymbol, Kanada’lı 12 yaşındaki bir programcının 1980 yıllarında ürettiği bir yazılım. Zimmerman’ın yazıcısı, bu programın ağır derecede fiziksel ve zihinsel engelli kişilerin iletişim kurmasına olanak sağlayacak şekilde geliştirilmiş.
Kullanıcılar düşüncelerini belirtmek için, ekranda gördükleri sembollere özel bir touch pad yardımıyla dokunuyor ve yazıcı bu sembolleri yazıya çeviriyor.
Bette Nesmith Graham: Daksil
Graham’ın aklına daksili üretme fikri, ressamların tablolarındaki hataları düzeltmek için yaptıkları işlemden geliyor.  İlk daksilini evdeki blendırında malzemeleri karıştırmak suretiyele;  işyerindeki belgelerde düzeltme yapma amaçlı üretiyor.
Bir çok denemeden sonra, ürününün deneme versiyonlarını yaymak için çok zaman harcadığı gerekçesiyle iş yerinden kovuluyor ve 1958 yılında ürününün patentini alıyor.
Alice H. Parker: Gazlı fırın
Parker, 1919 yılında merkezi ısıtma sistemi üzerine ilk patentini aldı.
Sistem, oda sıcaklığını düzenleme ve sıcaklığı odadan odaya taşıyabilme özelliğine sahipti.
Daha sonra çizimlerine gazın ısınması yoluyla çalışan fırının projesini de ekledi ve bunun da patentini aldı. Bu sistemle beraber, evde ısıtma amaçlı kullanılan tüm aletler tek bir merkezi ısıtma sistemine bağlandı.
Günümüzde birçok evde hala kullanımda olan bu sistem ilgi görmeye devam ediyor.
Sarah E. Goode: Katlanabilir yatak
Goode 1885 yılında, katlanabilir yatak buluşuyla, Amerika’nın ilk patent alan siyahî kadını olma özelliği taşıyor. Yatak kullanılmadığında kaldırılabilme ve gizlenme özelliğine sahip. Yatak kullanıldığında ise, yatağı saklayan kabin, kitaplık ya da başka amaçlarla kullanılabiliyor.
Goode’nin tasarımı günümüzde de kullanılıyor ve birçok değişik model ve renk seçeneğine sahip.
Martha Coston: Renkli işaret fişekleri
Martha Coston 1847 yılında, kocasının ölümünden sonra, not defterinde yazan işaret fişekleri ile ilgili bir projesini keşfetmiş. Fikri öğrendikten sonra 10 yıl boyunca bilim adamları ve ordu çalışanlarıyla, kolay kullanılabilir ve dayanıklı işaret fişekleri üretebilmek için çalışmalar yapmış.
Amerikan ordusunun daha sonra bu işaret fişeklerinin tüm hakkını üzerine aldığı ve Coston’a çok az bir miktarda para verdiği söyleniyor. Coston’ın buluşu Fransa, İtalya, Danimarka, Hollanda ve Haiti hükümetleri tarafından da kullanılıyor.
Dr. Ellen Ochoa: Optik analiz sistemleri
Ellen ilk Latin Amerika kökenli astronot olma unvanını üzerinde bulunduruyor. Ayrıca NASA’da bilim adamı olarak çalışıyor. 1987’de patentini aldığı icadı, karmaşık birçok parçanın kalite kontrolünün yapılması sırasında kullanılıyor.
Ochoa daha sonra robot parçalarının kalite kontrolünde kullanılan optik analiz sistemleri adlı buluşunu geliştiriyor. En sonuncusu 1990 yılında olmak üzere 3 adet patenti bulunuyor.
Dr. Maria Telkes: Ev güneş enerjisi sistemi
İlk ev güneş enerji sistemlerinin yaratıcısı olan biyofizikçi Telkes Macaristan doğumlu; daha sonra ise 1925 yılında Amerika’ya taşınıyor.
Telkes Amerika’ya “Westinghouse Elektirk”’te ARGE departmanında mühendis olarak geliyor ve yenilenebilir enerji konusunda çalışmalarına başlıyor. Sonrasında ise güneş enerjisiyle çalışan sistemler üzerine uzmanlaşıyor.
Dr. Patricia Bath: Lazer katarakt ameliyat cihazı
Bath, 1988’de patentini aldığı katarakt tedavisi yöntemini bulan ilk kadın siyahi Amerikan doktor olma unvanına sahip. Katarakt Laserphacoprobe’u olarak adlandırılan bu yöntem, diğer yöntemlerden çok daha kullanışlı ve kesin sonuçlar veriyor.

4 Haziran 2016 Cumartesi

Restaurant hazırlıklar


İdil: Et çeşitleri araştırıcaz ve davetiyeyi örnekler hazırlayıp getiririz
Derinsu: Herkese farklı davetiye de gönderebiliriz. Herkes  hazırlayınca ailelere dağıtmaya başlayabiliriz
Güneş: Nasıl istersek yapalım sonra okulda bakıp karar verelim.
Elif: Herkese farklı yaparsak düzensiz olur o zaman olmayabilir
Yankı: Hepsi farklı olsun yerine bir tane yapıp onu basabiliriz.
Umut: Bizim sınıfta sadece 11 öğrenci var. Okulda çok var çocuklar
Güz: Herkese aynı yere gelin dicez ama farklı davetiye göndericez ya da
İdil: O zama isimleri basmadan yaparız sonradan isimleri ekleriz
Güneş: Aslında rezerve kartı da yazalım. Masaları rezerve etmicek miyiz sonuçta? Üçgen gibi yapıp koyarız
Atilla: O zaman bence şöyle olsun restaurantımızın bir telefonu olsun ki rezervasyon yapmak için bizi arasınlar.
Güz: O zaman davetiyenin içinde olsun numara
Derin: Gizem o zaman senin bize telefon vermen lazım
Gizem: Okulun telefonlarından yoğunluğa göre 2 tane ayarlayabilirim
Elif: Canlı müzik olabilir aslında ben canlı müziik yapmak isterdim ama piyanoya ara vereceğim için bunu yapamayabilirim. Hem vakitte kalmayabilir zaten
Zeyneb: Buna belki diyelim ve konumuza dönelim


Elif: Bir de malzemeleri biz hep kendimize göre yazdık. Sonuçta sadece biz olmayacağız. Çarpma yapmamız lazım çok fena
Güneş: Nasıl çarpma
Elif: Diyelim 500 un aldık yani 500 gram biz onu 10 kişiye yapmıştık şimdi önce kaç kişi geldiğini bulup sonra da çarpmamız lazım. Yandık
Atilla: Onu tüm yemekleri yaptıktan sonra çarpmaları yapabiliriz
İdil: Evet sonuçta bir kişi gelmicek
Derin: Aaa anladım
Elif: Ama çok para harcamayalım diye evden getirebiliriz
Güneş: Ama biz bu kadar çok şey alırsak piknik için paramız kalmaz çünkü Yılmaz'a da aldığımız kadar para vermemiz gerekecek
Yankı: Bi de vejeteryanlarla otobrlarda var
Güneş: Otobur vejeteryandan farklı değil bence
Elif: Daha salata türü şeyler yiyolar
Derin: Ona göre de mi hazırlıcaz şimdi
Atilla: ona sonra da bakabiliriz
Güz: Bugün ayın kaçıydı? Yarın napacağımıza bakalım
Elif: Yarına et fiyatlarına bakacağız ve türleri
Derin: Davetiyelere bakacağız karar vereceğiz
İdil: Malzeme listesini yılmaz'a vermemiz lazım bi de.

























( Diğer gün bazı davetiye örnekleri hazırlayıp sınıfa getirmişlerdi. Yapılacaklar listesinde bugün davetiyelerin tam şekli belirlenecek ve malzeme listesi hazırlanacaktı. )

İdil: bence herkesi dinleyelim sonra oylayalım
Derinsu: Hepsini okuyorum o zaman.
Güneş: Önünde elifinki olabilir arkasına da Derinsu'nunkinin yazısını ekleyebiliriz belki
İdil: Ilk başı alıp, bi dakika ama ben Elif'inkini beğendim ya
yankı: Derinsunun zarfı,Elifin kapağı İdil in yazısı
Derinsu: o zaman oylamaya geçelim mi?
Zeyneb: Eğer böyle logoda belki şöyle bir şey olabilirdi herkesin elinin izini alıp ortaya minik eller yazardım
Elif: Ellerin üstüne isim yazarız içine de bir tanesinin 3-A yazarız
Derinsu: Bi dakika oylama yapalım tam anlaşılmadı
- Yazı olarak İdil
- Kapak olarak Elif
- Zarf satın alınacak

Güneş: Takvimdeki yapılacaklarda bazı yerler hala boş. Ona neler yapacağımızı yerleştirelim
Zeyneb: Bugün yapılacakları bitirdik mi listeden bi bakalım
Yankı: Herhalde biz bu malzemeleri yılmazdan istediğimizde hemen gelmeyecek. O yüzden bu hafta söylememiz lazım
Güz: Salata malzemesine de ihtiyacımız var.
Derin: İşte o yüzden bunu halletmemiz gerekiyor
Zeyneb: Davetiyeye şeyi yazmayı unutmayalım. KArtıla olmaz biz çocuğuz bankayla uğraşamayız
Güneş: Aslında bazıları nakit kullanmak istemiyor o yüzden kart olabilirdi aslında
Derin: Ama para bize hemen lazım
























----